Anne olmak; çoğu kadının daha çocukluktan hayalini kurduğu, ‘evcilik oyunlarında’ canlandırmasını yaptığı bir kimlik. Anne olan bir kadın, önce kendi ailesi, eşi ve çevresi tarafından onurlandırılır. Çok önemli belki de en önemli görevini yerine getirmiştir.
Peki eğer bu görev yerine getirilemezse ne olur? Çocuk dünyaya getirmekte güçlük yaşayan kadınlar, çiftler neler yaşar? Arzulan bir şeyin arzulandığı zamanda yerine gelmemesinin kabulü biraz zordur hele ki bu çocuksa!
Doğal yollarla çocuk sahibi olamayabileceğini öğrenen çiftler her şeyden önce şok ve inkâr yaşarlar. Zamanla ise durumu kabul ederler ancak bu yaşayacakları psikolojik etkileri pek de azaltmaz. Neden bu benim başıma geldi? Herkesin çocuğu oluyor, benim neden olmuyor? Eşine, kendine kızma, suçluluk, suçlama gibi pek çok duygu yaşarlar. İnfertilite tedavisinin uzun süren, pahalı bir tedavi olması ve tedavinin nasıl sonuçlanacağının belirsiz olması, toplumsal baskılar tedavi sürecini eşler için duygusal açıdan daha zor bir hale getirmektedir. Sık ağlama ve umutsuzluk, yorgunluk, huzursuzluk ve aşırı kaygılı olma, suçluluk ve değersizlik, öfke ve kızgınlık duyguları, çevreden kopma, çocuklu kadınlara ve çiftlere tahammülsüzlük, cinsel istek ve ilgi bozuklukları, uyku ve iştah bozuklukları, tedavinin başarısı konusuna aşırı yoğunlaşma ve bu konularda aşırı endişeli olma gibi süreçler yaşayabilirler.
Çiftler tüp bebek sürecine girmeye karar verdiklerinde onları nasıl bir süreç bekliyor pek bilmezler. Tüp bebek süreci umutlu bir süreç olmakla birlikte kendine has zorluk alanları da vardır. Gebe kalamama ya da gebeliği sağlıklı devam ettirememe nedeni kadın kaynaklı da olsa erkek kaynaklıda olsa tedavi süreci çoğunlukla kadının üzerinden devam eder. Sadece tedavi değil toplumsal baskıda (ne zaman çocuk yapıyorsunuz, çocuk işi ne oldu, şu doktor çok iyiymiş….) kadına yönelmiştir.
Aslında her iki taraf içinde stresli olan bu dönem kadın için daha streslidir. Eşlerin aralarındaki iletişimin iyi olması, birbirlerini dinlemeye ve anlamaya çalışmaları önemlidir. Bu nedenle erkeğin kadına karşı özellikle bu dönemde hassas olması ve elinden gelen tüm desteği vermesi tavsiye edilir. Erkeklerin kadınları, kadınların da erkekleri bu konuda anlamaları bir parça zordur. Çünkü bebeğin anlamı her iki cinsiyet içinde farklı olabilmektedir. Mümkün olduğu kadar birbirlerine iyi davranmaları, anlamaya çalışmaları ve sohbet etmeleri en iyi davranış modelidir.
Tüp bebek tedavi sürecinde yaşanılan sorunlar karşısında çifte destek veren bir aile yapısı ya da sosyal çevre varsa bu eşlere olumlu yansır. Bununla birlikte ailenin konuyu aşırı duygusal, korumacı ya da böyle bir sorun yokmuş gibi davranmaları çifte zarar verir. Bu nedenle genellikle çifte şöyle deriz; aileniz size destek verecekse ya da buna gerçekten ihtiyaç duyuyorsanız paylaşın. Diğer türlü yük oluşturur.
Tüp bebek süreci öncesi ya da sırasında kendinizi gergin ve çok stresli hissediyorsanız psikolojik destek almak size iyi gelecektir.