MİT demek, bilgi olarak doğru zannettiğimiz ancak bilimsel olarak yalnış olan bilgiler demektir. Mitler hayata dair her alanda olabilir, evlilik, ilişkiler, yemek, sağlık, çocuk büyütme vb. cinsellikle ilgili mitler ise cinsel hayatı, cinsel mutluluk ve cinsel sağlığı etkiler. Çünkü yanlış bilgiler, inançlara, inançlar davranışlara, davranışlar alışkanlıkların yerleşmesine neden olur.
Örneğin; bir çift düşünelim. Kadın ‘cinsellik esnasında kadın pasif, erkek aktif olmalıdır’ mitine inanıyor olsun. Eşi ise tam tersini talep etse, eşine daha girişken daha talepkar olması gerektiğini söyleyip dursa, bazen de onun başlatmasını istese… .Bu çiftin cinsel hayatlarında yaşayabilecekleri sorunlar neler olabilir?
Her şeyden önce cinsel birlikteliklerinde, sevişmelerinde kadın kendi isteklerine, nelerden keyif aldığına dair farkındalığı daha az olacağından, bunları söylemekte, talep etmekte sorun yaşayacaktır. Kendi inandığı ve eşinin taleplari arasında sıkışıp kalacaktır. Cinsel haz karşılıklı keşfedilen, fark edilen, dokunmaların karşılıklı olunca hazzın tetiklendiği ve paylaşıldıkça da canlı kalan bir alan olmasına rağmen kadın bunu yapmakta zorlanacağı için eşini çok aşırı istekli olmakla ya da onun beklentilerini karşılayamadığı için kendini suçlama eğiliminde olacaktır.
Dokunuşlar karşılıklı olmayacağı için her iki taraf için de kısır döngüsel bir sürecin başlaması yani monotonluğun ve cinsel istek azlığın oluşması muhtemel olacaktır.
Senaryoyu değiştirirsek; erkek , ‘cinsellik sırasında kadın pasif olmalıdır, aktif kadın kolay yoldan çıkar vb . düşüncelere inanıyorsa bu çiftin cinsel yaşamları nasıl olur? Kadın dokunma, aktif olma eğilimde olsa bile sık sık engellenecek, sınırlanacak hatta bazen hakarete maruz kalabileceği için bir süre sonra pasifize olacaktır. Ve haz döngüsü kırıldığından cinsellik sadece tek taraflı hale gelerek bir süre sonra erkek içinde keyifsiz olacaktır.
Çok mu iç kararttım bilmiyorum ancak cinsel mitler, bilgisayara giren virüsler gibidir. Sistemi çalışmaz hale getirebilir.
Bir başka örnek; erkeğin penisindeki sertleşme kaybı eşini çekici bulmadığı anlamına gelir mitine inanan bir kadın bir süre sonra cinsel isteksizlikle ya da eşine bunu sık ima ederse de eşinin ereksiyonunda yaşadığı sorunun tekrarlanmasına ve derinleşmesine neden olabilir.
Oysaki ereksiyon kaybının pek çok nedene bağlı olabileceğini (stress, hastalıklar, tesadüf, bebek denemeleri vb), kişisel algılanaması gerektiğini bilse yaşanılan durum derinleşmeden, cinsel işlev bozukluğuna dönmeden geçilecektir.
Çiftler birbirini severek evlense bile cinsellikte uyumlanmak ve ortak bir dil oluşturmak zaman, emek ve bol bol sevgi gerektir.
Cinsellikle ilgili doğru bilgilere sahip olmak, iletişimi doğru kurabilmek, istekleri konuşabilmek, yaşanabilecek sorunları en az hasarla atlatmaya yardımcı olacaktır.