İnsan dünyaya ‘merhaba’ dediği andan itibariyle çevresiyle ilişki içindedir. Anne-baba, aile büyükleri, ilk arkadaşlar, okul, çevre, ilk sevgili, iş arkadaşları vb.
Aslında insan sadece insanla değil tüm canlı ve cansız her şeyle bir ilişki süreci yürütür, çoğu zaman bunu farkındalıksız yaşar geçer. Bu yazıda ise daha çok bireylerin evlilik sürecinde yaşakları ilişkiden bir kesite değineceğim.
Herbirimiz farklı aileye, farklı şehre, ülkeye, kültüre, dile, dine doğarız. Yetiştiğiniz ülke, bölge, kültür, dil, din aynı olsa bilse farklı aile yapılarında büyürüz. Çocuk, kardeş, torun, arkadaş, kuzen gibi ilişki ağları içinde hayatı, insanları ve kendimizi tanımaya başlarız.
Bu ilişki ağları içinde, gün gelir karşımıza hayatımızı paylaşmak istediğimiz biri çıkar, aşkı ve sevgiyi yaşar evlilik kararı alırız. Aşkın uçuran ve tarifsiz lezzeti başımızı döndürür, işte bu deriz, bu insanla hayat güzel geçer deriz. Kavgalar olsa bile çözülür, fikir ayrılıklarında anlaşırız, alttan alayım deriz, evlenince değişir deriz, evleniriz.
Senin ailen, benim ailem, düğünde onlar ‘……’yaptı, bizimkiler ‘….’ Yaptılar… başlamışsa farkederiz ki evlilik dedikleri EVCİLİK değilMİŞ!
Savunmalar, karşı savunmalar, kavgalar, ama ben haklıyımlar, işi daha da tatsızlaştırır. Bazen o kadar tat tuz vermez ki boşanma tehtitleri havada uçuşur.
Oysaki birazcık düşünsek birazcık araştırsak ve öğrendiklerimizi uygulamaya çalışsak bu sorunlar yerini kabule ve uzlaşıya bırakır.
İki kişi kendi çekirdek ailesini kurma niyetiyle bir araya geldiyse, her şey den önce düşman değil ORTAKtır.
Biraz önce yazdığım gibi herbirimiz farklı ailelerde, farklı kültürlerde, farklı doğrularla büyüdük ve evlendiğimizde kendi AİLE mizi kurma niyetiyle yola çıktık. Eğer büyüdüğümüz aileyi devam ettirmek istiyorsak orada kalmalıydık ama kalmadık yani doğup büyüdüğümüz aileye veda önemlidir.
Aslında fark ve kabul edilmesi gereken tek şey büyüdüğünüz aile yapılarının FARKLI olduğudur, nasıl ki elmalar ve armutlar karşılaştırmazsa bu da karşılaştırılmaz çünkü ortak tek noktaları meyve oldukları ve tatlarının, şekil, boyut ve diğer her şeylerinin farklı olduğudur.
Sizin kurduğunuz çekirdek aile ise ÇEKİRDEKTİR. Belki ayva belki erik belki de kaysı çekirdeği…. Aynı anda hem elma hem de armut çekirdeğini ekersek ayrı iki meyve ağacı olur oysaki biz tek ve FARKLI bir ağaç istiyoruz ki BİZ ağacı olsun.
Evlilikle o çekirdeği ekeriz, sevgi, saygı, neşe, paylaşım ile, zor günlerde birbirimize desteğimiz ile bu meyve çekirdeğinin meyve ağacı olmasını meyveler vermesini sağlarız. Yani emek vererek ter, gözyaşı ve kahkaha ile…
Büyüdüğümüz ailelerden aldığınız değerlerden harç yaparak, uzlaşarak ve uyumlanarak kendi değerlerimizi oluşturur kendi farklı meyve ağacımızı büyütürüz.
Tüm ilişki ağlarımızda farklılıkları kabulle büyümemiz dileğiyle…