HIV/AIDS’in psikolojik boyutları

HIV/AIDS’in psikolojik boyutları

HIV/AIDS’in psikolojik boyutları 150 150 dolunay

HIV/AIDS ülkemizde hızla artan, kan yoluyla, anneden bebeğe, korunmasız cinsel ilişkiyle bulaşan bir salgındır. HIV/AIDS’le ilgili bulaşma yolları çok sınırlı olsa da yine de önyargılar nedeniyle ayrımcılık, dışlama sorunları yaşanmaktadır.

Bir kişi HIV taşıyıcısı olduğunu öğrendiğinde, toplum içindeki yanlış bilgiler (homoseksüel hastalığı, ölümcül, tedavisi yok, …gibi) nedeniyle çok zor günler yaşar.

Önce yalnışları düzeltelim

  • HIV/AIDS heteroseksüellerde daha yaygındır.
  • En çok korunmasız cinsel ilişkiyle bulaşır.
  • Herkesin başına gelebilir, zengin, yoksul, evli, bekar, çoluk-çocuk, ünlü-ünsüz…
  • HIV/AIDS kronik hastalıklar sınıfındadır. Yani ömür boyu uygun tedaviyi alarak yaşayabilirsiniz.
  • Ağzınızda açık yara, diş eti kanaması yoksa sevgilinizle/eşinizle dilediğiniz kadar öpüşebilirsiniz. Kondom kullanarak cinsel ilişkiye girebilirsiniz.
  • Eğer kondom da kullanmayalım biz yüzde yüz korunmak istiyoruz diyorsanız karşılıklı mastürbasyon yapılabilirsiniz.
  • Evlenebilirsiniz. Mutlu olabilirsiniz.

 

Ve gelelim HIV/AIDS olduğunu öğrenen kişilerin psikolojik olarak neler yaşadıklarına

HIV taşıdıklarını öğrenen kişiler ilk anda şok yaşarlar ve bir süre durumu algılamakta zorluk çekebilirler. HIV(+) bireyin durumu kabul etmesi belli bir süreci gerektirir. Bazı bireyler çok kısa sürede HIV ile yaşamayı benimserken, çoğunlukla red yolunu seçerler. Virüsü taşıdığını öğrenen çoğu bireyde ilk zamanlar şok, kızgınlık, depresyon, pişmanlık, öfke, endişe, HIV(-)lere kızgınlık, korku, gelecek belirsizliği, intihar düşüncesi ve girişimi olabilmektedir. Psikolojik kabul süreci çoğunlukla şöyledir: İnkar, öfke (Kendine, yakınlarına, doktorlara), pazarlık (Şöyle şöyle yaparsam daha uzun yaşarım), depresyon, kabullenme.

HIV testinin sonucu (+) geldiğinde ve bu sonuç doğrulama testiyle onaylandıktan sonra sonucun oluşturduğu bazı psikolojik sorunlar beraberinde gelebilir.

  • Yalnız başına acı içinde ölme korkusu
  • Toplumdaki statüsünün değişmesi, bozulması korkusu
  • Yakınlarına acı ve ızdırap verme kaygısı ve bundan etkilenme
  • HIV’a neden olan davranışlar nedeniyle suçluluk ve pişmanlık
  • Güçsüzlük duygusu, uzun vadeli plan yapmaya dair kaygı ve depresyon
  • HIV’a yakalandığını inkar, reddetme ve yokmuş gibi davranma
  • Şansızlık hissi ve diğerlerine öfke
  • Kendine kızgınlığa ve tedaviye inanmama, sorumluluğunu almak istememe ve intihar eğilimi,
  • Çevre reddi ile öz güven, öz değer ve saygıda azalma,
  • Ölüm düşüncesi, yalnızlık ve kontrol kaybetme korkusu ruhsal konularda ilgiyi ve dini destek arayışını ortaya çıkarabilir.

Kişi, yaşantısını planlayamama, sekonder enfeksiyonların oluşması, başkalarına bulaştırma korkusu, izolasyon, cinsel düşmanlık ve red, sonuçları değiştirememe, gelecekteki sağlığı, yakınlarının durumu, tedaviye ulaşamama, özel yaşamın ve güvenin kaybı, sosyal ve cinsel olarak kabul görmeme, fiziksel ve mali gücünü kaybetme gibi pek çok faktörden dolayı kaygı duyar.

Psikolojik yardım almak çok önemli

Kişinin bu sorunların altından kalkabilmesi için psikolojik yardım alması çok önemlidir. Danışmanlığın başarısı, danışman ve danışan arasındaki dostluğun ve güvenin gücüne bağlıdır. Bu dönemde destek gruplara katılmak olumlu gelişimleri hızlandıracaktır.

Eğer HIV taşıyıcıysanız ve tedavi alıyorsanız size ait bilgiler şifreli bir şekilde saklanır, gizlilik ilkesi bu ülkedeki her hasta için olduğu gibi HIV(+)‘ler içinde geçerlidir. Her dert paylaştıkça azalır, HIV(+) gruplarla haberleşebilirsiniz ve yardım alabilirsiniz.

Daha detaylı bilgi için HATAM’ın ya da Pozitif Yaşam Derneği’nin web sitelerini ve HIV taşıyıcıysanız kendilerini ziyaret edebilirsiniz.